Önceki yazımda Pandemi krizinin ev ekonomisine olası etkilerinden bahsetmiştim. Bundan sonraki birkaç yazımın kadın girişimcilerimizin kriz sürecinde ve sonrasında finansal dengeyi nasıl korumaları gerektiğine yönelik olmasını istedim. Okuma fırsatı bulamayanlar için KAGİDER'in Türkiye Kadın Girişimcilik Endeksi-2019 Araştırma Raporu'na göz atmalarını rica edeceğim. Raporda da değinildiği üzere girişimci kadınların ilk olarak eş ve aile çemberinden destek aradıklarını biliyoruz. Yine aynı raporda kendi işletmesini yönetmeye çalışan kadınların en fazla finansal desteğe ihtiyaç duydukları öne çıkıyor. Ayrıca borç ve para yönetimi gibi konularda kadınların kendilerine güvenmekle birlikte erkeklere göre çok daha mütevazi oldukları tespit edilmiş. Hal böyle iken girişimci kadınların bu dönemde öncelikle nereden başlaması gerekiyor?
İlk olarak tüm finansal verileri hakkındaki işleyişi sadece muhasebecilerin eline bırakmamalarını salık vereceğim. Üzülerek görüyorum ki, en çok karşılaştığım sorunların başında şirketlerin yıllar itibariyle kar mı yoksa zarar mı ettiğinin dahi takip edilemiyor olması geliyor. Bana sorarsanız Covid-19 Pandemisinin bize öğrettiği en önemli ders giderlerimizi doğru yönetmeyi öğrenmek oluyor. Hiç vakit kaybetmeden şirket giderleri için de bir çalışma yapılmasını öneriyorum. Bugün konuştuğum şirket sahibi tanıdığım evden çalışıldığı bu dönemde hiç bakılmayan giderlere odaklandığını ve yıllık ödemesi yapılan onlarca telefon hattının boşta durduğunu tespit ettiğini ifade etti. Bu tutar ile yaklaşık 5 kişinin asgari ücretinin ödenebileceğini biliyor musunuz? Peki ya Banka seçimi/seçimleri, kaç Banka ile çalışmanın doğru olacağı gibi hususlar? Yıllardır tespit ettiğim bir eksikliği tam yeri gelmişken ifade etmek isterim. Şirketlerin ister küçük, ister büyük olsun mutlaka bir "finansal danışmanı"nın olması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü, işin bu tarafı sadece muhasebeciye yüklenemeyecek kadar komplike bir yapıdır. Ülkemizde finansal danışmanlık hizmeti almaya henüz Amerika gibi gelişmiş ülkelerdeki kadar yaygın olarak başvurulmuyor. Ancak Pandemi krizi sonrasında her şirkete bir finansal danışman atanması hususunun da finans dünyasının gündeminde ağırlıkla yer alacağını tahmin ediyorum. Banka ile kurulacak partner ilişkisinde akılcı adımlar atabilmek için banka seçiminden önce bankacılık ürünlerinin neler olduğunun bilinmesi gerektiğini düşünüyorum. Günümüzde bir bankanın POS imkanlarından yararlanmayan, Kobi kartları olmayan işletmelerin nakit akışını sağlıklı bir şeklide yönetemediğini çok net bir şekilde gözlemlemekteyim. Özellikle son birkaç ay süresince yoğun olarak uzaktan satış/online satış yapan şirketlerin "Sanal Pos" komisyon oranlarına dikkat etmelerini öneriyorum. Bu kapsamda daha detaylı bilgiye, Pos ürün çeşitlerine, komisyon oranlarına bankaların web sitelerinden kolaylıkla ulaşabilirsiniz. Örnek olması açısından buraya birkaç banka linki ekliyorum. Öncelikle şirketinizde hangi tip işlemlerin ne sıklıkta yapıldığı ve ağırlıkla hangi kartların kullanıldığını bilmenizde fayda var. Konu hakkında çok fazla alt detay olduğunu hatırlatmak isterim.
Ayrıca, Kobi kredi kartları kullanıldığında taksit imkanlarından faydalanılarak ödemelerin ötelenmesi imkanı var iken bu tip avantajlardan faydalanmamak büyük hata olacaktır. KAGİDER'in yukarıda bahsi geçen raporunda da belirtildiği üzere, işlerini büyütmek ve yurt dışına açılmak isteyen kadın girişimcilerin gelecekteki pazar ihtiyaçlarının kolay karşılanabilmesi açısından da, detaylı yönetmelikler ve uygulamalarla yönetilen işlemlerin bir banka ile yakın çalışma olmadan sürdürülebilmesinin neredeyse imkansız olduğu görülecektir. Özetleyecek olursam, riskinizi en doğru şekilde şirketinizin nakit akışı kadar finansal verilerinize ve bankanız ile çalışma koşullarınıza hakim olduğunuzda doğru yönetebilirsiniz. Öncelik mutlaka hayatın her alanında olduğu gibi "Sınırlarınızı" ve "Realite"nizi bilmek olmalıdır. Bir sonraki yazı gündemdeki Pandemi dönemi "KGF Destekli Krediler" hakkında olacak. Takipte kalın. Sağlıkla kalın.
